Ana içeriğe atla

Roma-Vatikan 1


     Avrupa turundaki ilk rotamız Roma. Roma gezeceğimiz şehirler arasında en çok merak ettiğim şehirdi. Tarihi yapısı ve bir çok filme ilham olmasıyla beni gerçekten meraklandırıyordu. Özellikle kitabını da okuyup filmini izlediğim melekler ve şeytanlardaki anıtları görmeyi gerçekten çok istiyordum. Ayrıca Vatikan ziyareti de beni bir o kadar heyecanlandırıyordu. Sonuçta Hristiyanlığın kalbiydi burası.
     Avrupa turunu yapacağım üniversiteden arkadaşım Fatihle burada buluşacaktık. Benim uçak biletim Salı günüydü. Fatih’inki ise çarşamba günüydü. Yani ben 1 gün önceden varacaktım Romaya. Uçuşun sabahı bir önceki gün hazırladığım sırt çantamı alıp Odensedeki tren istasyonuna doğru yola çıktım. Daha sonra 1.5 saatlik tren yolculuğundan sonra Kopenhag havaalanına vardım. Kopenhag tan 2.5 saat süren Ryanair yolculuğundan sonra Roma Leonardo da Vinci havaalanına iniş yaptım. Ryanair biletine 70 tl civarı bir para vermiştim. İnişi yaptıktan sonra çıkış kapısından sizi Romadaki merkezi tren istasyonu olan Roma terminiye götürecek otobüsler duruyor. 2-3 firmanın satış yaptığı bu yerde ben tabi ki her zaman olduğu gibi en ucuz otobüs şirketini gözüme kestirdim. 3.9 euromu verip biletimi aldıktan sonra wifi olduğunu iddia ettikleri ama wifinin w si olmayan otobüsümle yaklaşık 40 dakikalık yolculuk yapıp termini durağında indim. İlk işim hostele gidip eşyalarımı bırakıp ve tabi ki telefonumu şarj edip şehirde ufak bir tur atmak olacaktı. Citymaps2go uygulaması sayesinde 400 metre uzaktaki hostelimi kolayca bulup check-ini mi yaptım (Böyle offline harita uygulaması gerçekten çok işe yarıyor. Tavsiye edilir). Hostel hakkında bilgi vermem gerekirse adı Yellow hosteldi, 6 kişilik odaydı ve günlüğü 25 euro civarıydı. Güzel hosteldi ama bi Barcelonadaki ya da Amsterdamdaki kadar değil. 

     Eşyalarımı hostele bıraktıktan kendimi Roma sokaklarına attım. Yemek için aranırken hemen her yerde olan pizzacılardan birine girdim. Hayvan gibi pizzayı tek başıma gömdükten sonra sokaklarda turlamaya başladım. Saat 7 civarı olmasından dolayı her yer kapalıydı. Bir iki kilise ve her yerde olan melek heykellerini gördükten sonra asıl merak ettiğim colesseumu (Kolezyum) görme vakti gelmişti. Zaten bizim hostele 1 km kadar uzaklıktaydı. Hostelden yaklaşık 15 dk yürüdükten sonra karşımda Gladyatörün çekildiği ve akıllara direk Spartacusu getiren devasa yapı karşımda duruyordu. 






Gece colesseum ayrı güzel



Ben tabi durur muyum hemen snapleri çekip snapchat e atmaya başladım. Ama gelen geçenin beni tek görüp ‘’ Excuse me can you take a picture ‘’ demesiyle colesseum zevkim hep bölünüyordu ne yazık ki. Bende bundan kaçmak için aşağı tarafına inip colesseumun karşısında yaklaşık bir 15 dk oturup colesseumu inceledim. MS 80 yılında yapımı bitmiş 2007 yılında Dünyanın 7 harikasından birisi seçilmiş bu devasa yapı insanı gerçekten kendisine hayran bırakıyordu. Colesseumun etrafında bir iki turlayıp hostele geri döndüm. Hosteldekilerle tanışınca Amerikadan çok fazla insanın buraya akın ettiğini anladım. Arkadaş her sorduğum ya California ya Los Angeles ya da güzelim Amerikanın 50 eyaletinden birini söylüyor. Dedim hacı naptınız siz. Dedim demesine ama adamları anlamakta ayrı bir sıkıntı. Adamlarda bir ingilizce var var yaaaa offff. Muhabbet sabit zeten nerelisin, naptın, neettin, nerden geldin, nereye gideceksin felan filan. Tabi ben yarın Fatihin 6 da Romaya iniş yapacağını bildiğimde hemen yatış moduna geçtim. 

     
Bir sonraki sabah uyandığımda Fatihi beklemek için aşağıdaki lobiye inecekken bi baktım Fatih yaklaşıyor. Hemen arkasından ‘’ Why you always lying ‘’ şarkısını açıp yaklaştım. Tabi adam ulan elin Romasında bu şarkıyı Yusuf dan başkası dinlemez edasıyla bir döndü ki görülmeye değerdi. Daha sonra biz gittik lobiye Fatihin girişini yaptık. Hosteli ayrı ayrı aldığımız için aynı odaya düşemedik. Bizde sıkıntı olmaz zaten sadece yatmaya geleceğiz edasıyla Fatihin odasına çıkarkene bir baktık 4 kişilik içinde özel banyosu olan, dolu olan iki yataktaki eşyalara bakarak ikisininde kız olduğu anlaşılan ufak ama sevimli bir oda. Tabi bizim fatih çarşafı geçirirken bir andan da içten içe dua ediyor ‘’ Allahım güzellerdir inşallah ‘’ :D Tam Fatihe ulan ne şanslı adamsın dedim ki dilim dönmeyeydi de demez olaydım kapı bir açıldı abovvvvvvvvvvvvv. 150 kg civarı bildiğin amerikan filmlerindeki kısa boylu tıknaz şişman zencilerden, biraz daha detay vermem gerekirse Tom ve Jerry evindeki kadının aynısı. Ben tabi kendimi zor tutuyorum. Yani kahkaha atmam bi lafa bakardı ki o lafta gelen kişinin ağzından çıktı: ‘’ Burası kız odası haberiniz olsun ’’ ben tabi yerlerdeyim. Bir de kız demez mi benim için sıkıntı yokta şimdi burda sütyenle, iç çamaşırıyla falan gezersek rahatsız olur musunuz? Abi ben tam Fatihe koymaz diyecektim ki Fatih kolumdan çektiği gibi lobiye doğru sürükledi beni. Bir de bana kızıyor. Ulan sen sütyeni iç çamaşırının ingilizcesini nerden biliyosun diyor. Genel kültür fatihciğim bunlar… Her neyse biz lobiye doğru giderken gülüşmeler eşliğinde anladık ki bir hata yapılmış: Overbooked. Sonra adamlar bilgisayardan kontrol ettiler ama başka oda yok. Tabi bunlar ‘’ bizim hatamız kusura bakmayın alın şu kuponları karşıdaki bar kafede içkinizi yudumlayın biz o sırada size karşıdaki hostelden yer bakalım kusura bakmayın ’’ demeye başladı. Her neyse bunlar yeri ayarladılar tabi. Kuponlar sayesinde de bir sonraki gün çok güzel bir kahvaltı yapmıştık. Burdan beleş kahvaltı için fatihe tekrardan teşekkürlerimi yolluyorum






Bedava yediğimiz bu kahvaltı gerçekten de çok iyiydi :D



     Fatihin yerini ayarlandıktan sonra biz eşyaları bırakıp Romayı turlamaya başladık yine. Başladık başlamasına ama şöyle bir sıkıntı vardı. Bizim bu Fatih akıllısı geleceği gece arkadaşlarıyla buluşmuş. Tabi 2 de felan ayrılmış yanlarından. Gecede 4.30 da uçağı olduğu için hiç uyumadan gelmiş Romaya. Ulan hayvan gibi gezeceğiz yolumuz uzun görmemiz gereken çok şey var sen niye uyumadın diye bir güzel sövdüm tabi ben buna. Bir de ilk gün yağmur yağması gerçekten çok büyük bir dezavantajdı bizim için. Gezi yapacaklara tavsiyem yağmurda gitmeyin. Karda felan gidin ama yağmur olmaz. Yağmur cidden çok bozuyor.

     Yine yol üzerinde bir iki kiliseye girdikten sonra ispanyol merdivenlerine geçiyoruz. Adını bölgede yer alan İspanyol Elçiliği’nden alan meydan, gece gündüz hem Romalıların hem de turistlerin en sevdiği yerlerden biri. 1723-1726 yılları arasında Francesco De Sanctis tarafından Kral XV. Louis için tasarlanan İspanyol Merdivenleri’nin yapım amacı üst bölümünde yer alan Trinita dei Monti Kilisesi’ne meydandan ulaşım sağlamaktır. İspanyol merdivenleri bizim gibi turistlerin olmazsa olmaz uğrak yerlerinden biridir. Alt tarafında da bir çeşme bulunmakta. Roma’daki Barok çeşmelerin en az dikkat çekeni olan Barcaccia, Gian Lorenzo Bernini ya da babası Pietro tarafından 1627 yılında tasarlanmış. Çeşmeyi besleyen su kanallarındaki basıncın düşük olmasından dolayı çeşmede fıskiyeler yerine su sızdıran bir tekne tasarımı kullanılmış.


Kilisede dua papa ile dua ederken



Aşağı taraftan çektiğimiz fotoğraflar kayıp. Bulunca buraya onu da atacağım. Bunu googledan aldım.
     
     İspanyol merdivenlerinden sonra la Fontana di Trevi’ye( Fontana çeşmesi ya da aşk çeşmesi) geçtik. Tabi Roma durur mu bizim geleceğimizi duyup her tarafta restorasyon çalışması yapma başlamış. Aşk çeşmesine bi gittik etrafını sarmışlar, suyunu boşaltmışlar böyle susuz sadece heykellerin olduğu ilginç bir şey olmuş. Ben yine de az biraz bilgi vereyim giden olursa yardımcı olsun. Roma da Poli Sarayının bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı olarak yapılmış, dünyadaki en ünlü çeşmelerden birisi. Üç yolun kavşağında bulunduğu için Trevi adı konulduğu varsayıldığı gibi, üç yeraltı su yolunun bu noktada toplanmasının isminin nedeni olduğu iddiası da vardır. Yine bir sürü at mat, mitolojik karakter, insan, melek figürleri felan var bu çeşmede.  Tarih, su arayan askerlere su kaynağının yerini gösteren bir kızın efsanesine dayanmaktadır. İmparator Augustus'nun damadı Agrippa, akan suyu Vergine su kemeri ile Pantheon'a kadar ulaştırmıştır. 

Biz gittiğimizde aşk çeşmesi

Normalde aşk çeşmesi
     Biz böyle 3-4-5 yeri gezdikten sonra hostele gidip dinlenelim dedik. Günün geri kalanını sohbet muhabbetle geçirdik diyebilirim. Bir sonraki gün bizi gerçekten yorucu bir gezi bekliyordu… Bu arada Romanın her yerinde olan bu çeşmeler çok işimize yaradı. Yapandan Allah razı olsun diyorum



Daha görülecek çoook yer var. Roma-Vatikan 2 de görüşmek üzere....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Danimarka'da Yaşam- Harcamalar & Gerekli Para

          Uzun bir aradan sonra birçok kişiden Danimarka’da erasmus ile alakalı sorular aldım. En önemli soru tabi ki çok mu pahalı? Gidersek gezemez miyiz? Erasmus parasının üstüne ne kadar daha koymalıyım gibi sorular oluyor. Bu yazımda bu gibi soruları cevaplamaya çalışacağım. Tabi tecrübelerimden doğan ucuza kapatma yollarından da bahsedeceğim.             Öncelikle erasmusa giderken ödemeniz gereken sabit ücretler var. Bunlar uçak parası, oturma izni vb. şekilde sıralanıyor. Bunların ne kadara geldiğini aşağıda sıralayacağım. Bunlardan kaçış yok ne yazık ki. Başta mecbur bu paraları gözden çıkarmalısınız. Benim gittiğim yıl dolar ve Euro bu kadar yüksek değildi. Doğal olarak fiyatları hem kron hem de şu anki TL cinsinden yazacağım. Önümüzdeki senelerde giden arkadaşlar Danimarka kronu cinsinden yazacağım fiyatları gidecekleri yılların kurlarına göre hesaplarlar. Tabi adamların kendi istedikleri para da değişebilir. Ama çok oynayacağını zannetmiyorum açıkçası. Uçak fiyatı:

Danimarka Erasmus Süreci

     Öncelikle Avrupa yazılarıma Erasmus sürecini anlatmakla başlayacağım. Yurtdışında Erasmus yapma gibi bir planı olanlara (ki öyle bi planınız kesinlikle olsun) yardımcı olması açısından bu yazıyı yazıyorum. Öncelikle üniversitede okurken 2.sınıfta Erasmus sınavını geçip tercih yapma kısmına geldiğimde önümde ilginç bir şekilde 2 seçenek vardı: Litvanya Slovenya      Nedendir bilmiyorum okul o dönem belli sıkıntılardan dolayı çok fazla üniversiteye öğrenci göndermiyordu. Bende bu ikisi arasından Slovenyayı tercih etmiştim. Bunu seçmemin nedeni Slovenyanın konumunun çok iyi olmasıydı. Her şeyi ayarlamaya başlayacaktım ki Slovenyadaki üniversiteden gelen maille yıkılmıştım. Oradaki okul bana 1 dönem öğrenci kabul edeceklerini ve bunun 2. Dönem olacağını söylemişti. Ben de bunun üzerine 3.sınıfta Erasmus maceramdan vazgeçmiştim. Çünkü yurtdışında 1 sene Erasmus yapmak istiyordum. Vazgeçmemin bir diğer nedeni de okulu kazandıktan sonra okulun üniversite değilde 1 binadan oluş

Avrupa Turu Planı ve Maliyeti

     Evetttt Avrupa turumuzun planını daha Danimarkaya gelmeden yapmıştık. Bildiğiniz üzere Danimarka Odensede Erasmus öğrencisi olarak bulunuyorum. Bende bunu fırsat bilip ucuz hava yolu şirketlerinide kullanarak bir Avrupa turu yapmazsam olmaz diye düşünüp daha Danimarkaya gelmeden üniversiteden arkadaşım Fatihle, Süleymaniyedeki Ağa kapısında otururkene planımızı yapmaya başladık. Malum uçakla seyahat edeceksek biletleri önceden almamız gerekiyordu. Biletleri yaklaşık 40 gün önceden almıştık. (Aldığımız site: www.skyscanner.com , Tren için : www.trenitalia.com/tcom-en  ) Seyehat rotamız şu şekideydi: Planınızı yaparken her şeyi gözden geçirdiğinize emin olun. Uçuş zamanları, Hostel ayarlamaları, Gezeceğiniz yerlerin planı (bu arada gezi için şiddetle önerdiğim uygulama: Citymaps2go), Yanınıza alacağınız para, Kredi kartları vb gibi şeyleri tekrar tekrar gözden geçirin. Biz turumuzun genelini uçakla yaptık. Tabiki uçakla avrupa turu yapmanın avantajları olduğu kadar dezavant